deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu deneme bonusu veren siteler youtube mp3 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

ZEYBEK USULÜ POSTA SOYGUNU

Karyalı Alabandos, Bu Haftaki Yazısında Zeybek Usulü Posta Soygunu İle İlgili Yazdı...

Kültür Yayın: 16 Aralık 2023 - Cumartesi - Güncelleme: 16.12.2023 15:57:00
Editör - Kent Sokakları
Okuma Süresi: 12 dk.
191 okunma
Google News

-Çakırcalı Mehmet Efe'nin Söğütcük’de Muğla-Aydın postasını soyması.

-Çakırcalı Mehmet Efe'nin çıkarılan af ile düze inmesi, Çine Akçaova köyüne yerleşmesi.

-Çakırcalı Mehmet Efe'nin Aydın Bozdoğan'da öldürülmesi.

-1897’den 1912' ye kadar Ege dağlarında Çakırcalı Mehmet Efe, onlarca silahlı adamı, binlerce yatağı, kendisine bağlı 33 tane yardımcı çetesiyle neredeyse tüm Ege bölgesini denetimi altına alır.

13 Ekim 1883 Çakırcalı Mehmet'in babası Çakırcalı Ahmet Kır Serdarı (Ege yöresinde hükümet affından yararlanarak düze indikten sonra silahını ve adamlarını korucu gibi kendi bölgesinde hükümet adına muhafaza eden Efelere, Zeybeklere verilen isim) görevindeyken Aydın Valisi Hacı Naşit Paşa'nın verdiği emirle asker kaçağı yakalamak bahanesiyle evinden alındı. Zaptiye Boşnak Hasan tarafından Sarıtaş mevkiinde yatsı namazı kılarken boğazı kesilerek öldürüldü. Mehmet'e komşuları Acem Halil Ağa sahip çıktı. 1887 yılında Anası Mehmet'i Çakırcalının akrabası Kara Veli'nin (Kamalı Mustafa'nın babası) götürdü. Mehmet burada Kamalı Mustafa ile birlikte büyümeye başladılar. 1892 de Çakırcalı Raziye (Iraz) ile evlendi. 1893 de kızı Emine doğdu.

1898 Yılı. Çakırcalı Mehmet Efe'nin babasını öldüren Boşnak Hasan, Çakırcalı Mehmet'in kendisinden intikam alacağı duygusu ile tedirgin olur. Boşnak Hasan, Çakırcalı'yı etkisiz hale getirmek için çok eskiden işlenen hırsızlık olayını onun üzerine yıkarak Çakırcalı'yı aramaya başlar. Boşnak Hasan Çakırcalı'nın yerini öğrenebilmek için Çakırcalı'nın annesi Ayşe'yi taciz derecesinde sıkıştırır. Bunu duyan Çakırcalı Kışla köyünden arkadaşı Hacı Mustafa'yı da yanına alarak beş kişilik çetesiyle dağa çıkar. 27 Temmuz 1898 de Çakırcalı Ayasuluk (Selçuk) civarında bulunan Kaymakçı mezarlığında Boşnak Hasan Çavuş'un da bulunduğu müfrezeye pusu kurdu ve babasını öldüren Boşnak Hasan Çavuş'u tek kurşunla öldürdü.

1904 Yılı. Çakırcalı, Rum çetelerinin Yörüklere sürekli saldırmaları üzerine Çine’deki zengin Rumlardan Yorgo'nun çiftliğine bastı. Yorgo'nun kardeşini öldürdü. Yorgo'yu dağa kaldırdı. İki gün sonra 3 bin altın fidye karşılığında serbest bıraktı. Çakırcalı, Bozdoğan'ın Direcik köyünde yatağı olan Mahmut'un aldığı duyumla köyün zengini Alanyalı Hacı Hasan'ın incir bahçesini bastı, ondan sakladığı 1 teneke altını istedi.

30 Nisan 1905: Çakırcalı, Mabeyn'in kır serdarı maaşını aksatması, düşmanı olan çetelerin yüze çıkarılması nedeniyle tekrar dağa çıktı, eşkıyalığa başladı. Çetelerin birbirleriyle çarpışması nedeniyle hükümet, Çakırcalı Çetesi üzerine takip müfrezesi göndererek onları tekrar eşkiya ilan etti.

1904 Mayıs ortaları: Çakırcalı ile düze inme pazarlığı yapması için Mösyö Whittall, Ödemiş Kaymakamı Hilmi Bey ve eşraftan Arif Ağadan oluşan bir heyet kuruldu. Çakırcalı af için Mösyö Whittall'in devlete kefil olması, silahlarını bırakmamaları, gerekirse eşkiya takibinde bulunmaları, Çine'nin Akçaova köyünde oturmaları, köyün yakınına jandarma ve tahsildarın sokulmaması, vergileri kendisinin toplayıp devlete teslim edeceği gibi şartlar sundu.

Temmuz 1905: Çakırcalı Tire'den Aydın Erbeyli'ye geçti. Yatsı namazını kılmak için camiye gidip, namazın bitiminde caminin içinde cemaatin içindeki Yörük Sarı Hüseyin Ağa ile Hacı Mehmet Ağayı esir aldı. Caminin çıkışında da belediye başkatibi Osman Efendi'nin evini basarak onu esir alarak evindeki tüfeği ve lagant tabancayı gasp etti. Osman Efendi’yi dağa kaldırdı. Sarı Hüseyin Ağadan 2500, Mehmet Efendi’den 400, Osman Bey’den 200 Osmanlı altını fidye istedi. Üç gün süre verdi. Aileleri Sarı Hüseyin Ağa için 1500, Mehmet Efendi için 200, Osman Bey için 100 altın bulabildi. Çakırcalı diğer ikisi için ikna olsa da Sarı Hüseyin Ağa için dört gün daha süre verip paranın tamamını istedi. Paranın geri kalanı gelince Tire'de esirleri serbest bıraktı, hepsiyle helalleşti ve beşer altın harçlık verdi.

1905 Ağustos. Çakırcalı Aydın'dan Çine Kahraman köyündeki Çifte kahveye geldi. Daha önce para ve fişek istediği halde fişeklerin içine barut yerine kül ile doldurup kendisiyle alay eden fakat daha sonra korkup İzmir'e yerleşen Abalıoğlu Dimitri ve kardeşi Mihalaki'ye ceza vermek istedi. Çakırcalı ilk önce zeytin fabrikasına gitti. Zeytinyağı küplerini kırarak gazyağı döküp fabrikayı yaktı. Çakırcalı çetesi aynı gece Dimitri ve Mihalaki kardeşlere ait Kahraman köyündeki un ve pamuk çırçır fabrikalarını da yaktı.

8 Mart 1906: Çakırcalı, Milas'ın zengin ailelerinde Monolaki Hacı Porduromus'un iki oğlunu dağa kaldırarak 4 bin lira fidye istedi. 11 Mart’ta Kuyucak'ta postayı soydu. 12 Martta Çine ovasında tahtacı Haydar 'ın hanesinde yanında getirdiği Hacı Porduromus'un iki oğluyla birlikte gizlendi. Eniştesi aracılığıyla kendisine af talep edildi. Çakırcalı af talebini istediği fidyenin gönderilmesi şartıyla kabul etti. Fidye Çakırcalı'ya gönderildi. Çakırcalı çocuklardan birini serbest bıraktı. 4 Nisan'da Çakırcalının elindeki çocuk kurtarıldı.

14 Mayıs 1910: Çakırcalı, 10 kızanıyla birlikte saat üçe doğru Muğla'da imtihan vererek köylerine geri dönen 25 medrese öğrencisini Muğla Aydın yolunda Çine'ye doğru giderlerken Söğütcük mevkiinde durdurdu. Çakırcalı kızanlarına mollaları yolun kenarındaki tepeye götürmelerini ister. Çakırcalı daha sonra aynı yoldan geçen başka yolcuları da tepeye yanına getirtti. Çine’den Muğla’ya gitmekte olan iki araba dolusu 25 kişi kadar bedel-i nakdi efradı da gelince tepede Çakırcalının etrafında bir kalabalık oluştu. Muğla Aydın Postası saat 4'te Söğütcük'den geçerken hızlıca postayı çevrelediler ve soymaya başladılar. Kızanlar yükleri indirmek için ipleri bıçakla kesmek isteyince Çakırcalı "aceleye gerek yok. Güzelce ipleri çözün. İpler lazım olabilir" diyerek kızanlarına ikaz etti. Çakırcalı kızanların indirdikleri para hurçları ile birlikte atları ve yanındaki jandarmaları da alıp tepeye çıktı. Çakırcalı yanında ud olan bir mollaya ud çaldırarak oradaki herkesi birer birer oynatmaya başladı. Dörtbuçuk saat yolcuları oynattıktan sonra mollaları saat sekizbuçuğa doğru serbest bırakarak "sizler benim yüzümden yolunuzdan kaldınız. Bu akşam yerlerinize erişemeyerek ya köylerde ya da hanlarda kalıp fazla masraf edeceksiniz " diyerek para hurçlarından birini açtırıp içinden 25 beyaz mecidiyeyi çıkartıp 25 mollaya harçlık olarak verdi. Diğer yolcuları da saat 10'da birer birer serbest bıraktı. Fakat jandarma postacılarını gece 12'ye kadar yanında tuttu. Sonra onları da serbest bıraktı. Jandarmalara "şimdi gittiğinizde tabiki vukuatı hükümete haber vereceksiniz. Bu aldığım paraların karşılığı olarak Ödemiş hükümetinde benim kendi param var. Oradan almalarını söylemeyi unutmayın" dedikten sonra atlarını ertesi günü saat 8'de ismini verdiği bir tepeden almalarını bildirdi. Tam saat 12'de Gökbel dağına doğru yola çıktı.

10 Ekim 1911: Çakırcalı Germencik Mursallı köyünü basarak Dimitri ve Fotiyadi isimli çiftlik sahibi iki zengin Rum'u dağa kaldırırken çıkan çatışmada çiftlik kahyası Arnavut Salih ağır yaralandı. Çakırcalı çiftlik sahibi iki zengin Rum için 5 bin lira fidye istedi. Çakırcalı Mursalı’dan kaçırdığı iki Rum ile birlikte Çine'ye geldi. Parayı aldıktan sonra Dimitri ve Fotiyadi'yi Çine'de serbest bıraktı.

8 Kasım 1911: Çakırcalı Bozdoğan'ın Arpaz köyünün ağası Osman Bey’den Menderes nehri üzerinde yıkılan köprünün yenisini yaptırmasını istedi. Osman Bey bu isteği reddetti ve Arpaz'da yaptırdığı korunaklı bir kulede yaşamaya başladı.

10 Kasım 1911 Cuma: Osman Bey hem Arpaz'da Cuma günleri Kurulan pazara hem de cuma namazına gitmek için köye indi. Yatakları aracılığıyla bunu haber alan Çakırcalı Arpaz'ı Hacı Mustafa, Deli Mehmet, Kürt Ali, İbrahim Gökçen, Çamlıcalı Mehmet Ali, Hacı Hüseyin, Kerimoğlu Hüseyin, Kerimoğlu İsmail, Kışlalı Kara Mehmet, Konyalı Kara Mehmet, Bornovalı Kosta'dan oluşan kızanlarıyla bastı. Kahvede oyun oynayan Osman Bey'i ele geçirdi. Osman Bey'i ve koruması Çerkez Hacı İsmail'i kafalarını keserek öldürdü. Daha sonra halkla birlikte camide Cuma namazını kıldı. Namaz sonrası yanına aldığı esirlerle birlikte gövde gösterisi yaparak Osman Bey'in evine gidip oğlu Mehmet Bey'i de yanına alarak Sarıkız dağlarına kaçtı.

16 Kasım 1911: Gönüllü ve Jandarmalardan oluşan kalabalık bir takip müfrezesi Nazilli Bozdoğan civarına gelerek soruşturmaya başladılar. Bu arada Çakırcalı kaçırdığı esirler için 3 bin lira istedi ve parayı temin için esirlerden Mehmet Bey'i serbest bıraktı. Çakırcalının Sarıkız dağlarında olduğunu öğrenen müfreze Karıncalıdağı 17 Kasım'da kuşatma altına alındı ve Müfrezeyle çete arasında çatışmalar başladı. Akşam saatlerinde çatışmanın şiddeti arttı. Bu çatışmada Çakırcalı sol kolunun altıdan giren bir kurşunla yaralandı. Çakırcalı'nın son sözleri "Eğer ben ölürsem benim cesedimi kaybedin, yoksa sizi rahat bırakmazlar" oldu ve 20 dakika sonra öldü. Bu sırada kaçmaya çalışan Osman Ağa vurularak öldürüldü. Çakırcalının vasiyetini yerine getirmek için Çamlıcalı Mehmet Ali Çakırcalı'nın başını keser, göğsü aşırı kıllı olduğundan cesedin tanınmaması için derisini yüzer, parmağındaki yüzüğü (İtalyan Binbaşısı Korsini eşiyle birlikte Kayaköye efeye ziyarete geldiğinde efeye hediye etmişti) almak için parmağını keser. Çete işlem bittikten sonra cesedi olduğu yere bırakırlar ve kesik başı da yanlarına alarak olay yerinden kaçarlar. 18 Kasım'da müfreze yaptığı araştırmalar sonucunda Osman Ağa'nın cesedi ile başı ve elleri kesilmiş, derisi yüzülmüş cesedi bulur. Sabah saat 05.00' de gelen telgrafta parçalanmış olan cesedin Çakırcalı'ya ait olduğu bildirildi. Çatışmaların başlamasıyla Nazilli'ye giden Vali Nazım Paşa, 19 Kasım'da cesedi Arpaz, Hamidiye, Nazilli'den Çakırcalı'yı tanıyanların yanısıra çetenin dağa kaldırdığı son kişi olan Arpazlı Mehmet Bey'e ve Çakırcalı'nın karısı ile Efeyi yakından tanıyan takip kolcusu Bayındırlı Mülazım Mehmet Efendi’ye teşhis ettirir. Teşhislerden sonra Vilayet Çakırcalı'nın öldürüldüğünü resmen açıkladı. Çakırcalı ve Çetesi divan-ı harpte gıyaben idam ve sonra teşhir cezasına çarptırıldı. 13 Aralık 1911 de Çakırcalı’nın parçalanmış cesedi ibret-i alem için Nazilli Hükümet Konağı'nın kapısında bacağından asılarak teşhir edildi. Çakırcalı'nın cesedi şehir dışında yol kenarında bir çukura gömüldü.

-Profesör Dr. Ercan Uyanık'ın "Çakırcalı Mehmet 

 Efe kronolojisi.

-Eski Uşak araştırmalar derneğinin Çakırcalı

 Mehmet Efe üzerine çalışması.

-Danışmanlığını Doç Dr. Hasip Saygılı'nın yaptığı Talha Hızal'ın "Menteşe Sancağında

 Eşkiyalık (1914 - 1918)" adlı tez çalışması

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.