deneme bonusu veren siteler deneme bonusu acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu deneme bonusu veren siteler

Depremler ve Yanardağlar Zararları ve Etkileri

Depremler ve yanardağların oluşumunu anlamak için önce Dünya’nın ve diğer gezegenlerin oluşumunu bilmek gerekir.

Yaşam Yayın: 02 Mart 2023 - Perşembe - Güncelleme: 02.03.2023 12:35:00
Editör - Kent Sokakları
Okuma Süresi: 6 dk.
1292 okunma
Google News

Güneş sistemimizin olduğu yerde ömrünü tamamlamış yıldızların patlaması sonucu uzaya dağılmış olan gazlardan ve çakıllardan oluşan devasa bir kütle vardı.

Buna NEBULA Türkçe söylersek BULUTSU adı veriliyor. Uzayda döne döne ilerliyordu. Bulutsunun çekim gücü çevresinde ne varsa kendine doğru çekiyordu. Zamanla çok güçlü ve kızgın bir topa benzeyen kütle sıkıştıkça sıkıştı ve aşırı derecede ısındı ve yapısında bulunan hidrojen gazından enerji üreten adına Güneş dediğimiz bir yıldız oluştu.

 Güneşin çekim alanına giren daha hafif maddeler belli yerlerde toplanıyor. Hem Güneş’in hem kendinin çevresinde dönerek gezegenleri oluşturuyorlardı. Güneşin çevresindeki bu kütlelerin merkezinde oluşan çekirdek nedeniyle her birinde ayrı ayrı çekim gücü oluştu

Bu çekim gücü ile sıkışan ve yoğunlaşan gezegen kütleleri ateşten bir topa dönüştüler. Bu oluşum sırasında Dünyamız Mars büyüklüğünde Theia adlı bir gezegenle çarpıştı. Bu çarpışmadan sonra uzaya saçılan parçalar yörüngeye oturdular, bir noktaya toplanarak Ay’ı oluşturdular.

Atom enerjisi üretecek ısıya ulaşamayan kütleler zamanla soğudular ve üzerleri kabuk bağladı ve Güneş’in çevresinde belli bir yörüngede dönen gezegenlere dönüştüler.

Üzeri kabuk bağlayan Dünyamızın içi sıcak kaldı. Kabuğun soğuması ile açığa çıkan gazlar atmosferi oluşturuyor. Soğuma sırasında su buharı açığa çıkıyor, atmosfere karışıyor, yüzlerce yıl yağacak yağmurlara yol açıyordu.

İçerdeki gazlar ve erimiş maddeler yer kabuğuna basınç yaparak yer hareketlerine yol açıyordu. Bu yer hareketleri depremlere yol açıyordu. Diğer yandan yer kabuğunun zayıf yerlerini patlatıyor, mağmanın yeryüzüne çıkmasına yol açıyor, yanardağlar oluşuyordu. Yer kabuğunda oluşan kırıklar( faylar) çöküyor. Çukurluk ve yükseltiler oluşuyordu. Dünyamızın çukur yerlerine sular doluyor. Akarsular oluşuyordu. Bu akarsular daha çukur yerlere taşıdığı sularla denizleri ve gölleri oluşturuyordu. Akarsuların taşıdığı alüvyonlar ovaları oluşturuyordu

Öte yandan devasa kayalara basınç yapan magma kayaların yükselmesine yol açıyor. Sıradağlar ortaya çıkıyordu.

Dünyanın oluşumu yaklaşık 4.55 milyar yıl önce başladı. O günden bu güne yer hareketleri sürüyor. Depremlerde birçok insanlar ölüyor. Yanardağlardan çıkan erimiş ve kızgın maddeler köyleri n ve kentlerin üzerini örtüyor, birçok kişi lavların altında kalıyordu.

Dünyada bilinen en büyük depremler aşağıdakiler olarak gösteriliyor.

Bu depremler çok mal ve can kaybına yol açmıştır. 1756 Lizbon depremi denizin  8 m. yükseldiği tsunamide yol açmıştır. 

26 Aralık 2004 günü Hint Okyanus’unda meydana gelen deprem tsunami’yi yol açtı, güneydoğu Asya kıyılarında binlerce insanın ölümüne çok büyük mal kaybına yol açtı.

Gelelim en etkili yanardağ patlamalarına.

 Bilinen en eski yanardağ patlaması MÖ. 1600 yılında Akdeniz’de Santorini Adası’nda olmuştur. Adanın yarısının batmasına yol açmıştır. Çevredeki adalar yarım metre kalınlığında külle kaplanmıştır. Tarım yapılamaz hale gelen adalarda kurulu MİNOS Uygarlığının çökmesine yol açmıştır. Birçok insan adalardan Anadolu’ya, Balkanlar’a göç etmek zorunda kalmıştır. Kalan insanlar her türlü otu yenebilir hale getirmeyi öğrenmişler, ilimiz Aydın ve komşu illerde ot yemekleri kültürü oluşmuştur

MS 79 yılında İtalya’nın güneyindeki Vezüv yanardağı patlamış. Yakındaki Pompei ve Herkulanom şehirlerinin yok olmasına yol açmıştır.

Endonezya’da Krakatoa ve Tambora, İzlanda’da Yaki, Alaska’da Navarupta, ABD’de St Helens, Filipinler’de Pinatıba, Kolombiya’da Nevado Del Ruiz, Yeni Zelanda’da Teravera bilinen diğer büyük yanardağ patlamalarıdır.

Ülkemizde Erciyes, Melendiz, Tendürek, Nemrut, Süphan gibi birçok etkin olmayan yanardağ vardır. Bunların bir gün tekrar patlayabileceğini düşünmek gerekli önlemleri almak zorundayız.

Ülkemiz birçok fay hattı ve volkanik yapısı ile bilinen bir coğrafyadır.

Böyle olduğu bilinmesine rağmen etkin önlemlerin alınmamış olduğu son depremde yaşanan can kayıpları ile görülmüştür.

Depreme karşı neler yapılabilir? Yapılmalıdır?

Alüvyonlu ve gevşek zeminli araziler yerine kayalık zemini olan yerlere binalar yapılmalıdır.

Betonarme binalar yerine hafif malzemeden binalar yapılmalıdır

Fayların geçtiği yerlere kesinlikle bina yapılmamalıdır.

Betonarme binalardaki çimento ve demir yeterince kullanılmalıdır. Çok katlı binalar yerine daha az katlı binalar yapılmalıdır.

En önemlisi sıkı denetimler yapılmalıdır,

İmar barışı ve imar affı gibi uygulamalara son verilmelidir.

Deprem öncesi hayvan davranışlarını gözleme istasyonları kurulmalıdır.

Her şeyden önce depremde arama kurtarma ile ilgili eğitimli ekipler oluşturulmalı, depreme en çabuk müdahale etmenin koşulları oluşturulmalıdır.

Göçük altında kalanları anında saptayacak araç, ekipman ve deprem köpekleri hazır bulundurulmalıdır.

Deprem sonrası gönüllüler ve gelen yardımları organize edecek birimler hazır olmalıdır.

Deprem ve benzer afetlere karşı eğitilmiş gönüllüler böyle bir durumda çalıştıkları iş yerlerinden izin almadan afet bölgesine ulaşabilmelidir.

Bütün bu konularla ilgili yasalar çıkarılmalıdır.

İnsan gücü, iş makinelerinin envanteri tutulmalı, deprem anında en hızlı bir biçimde olay yerine ulaştırılmalıdır.

Afet bölgesinde afet eşgüdüm merkezleri oluşturulmalı,

Her şeyden önce bu işin eğitimini almış kişiler görevlendirilmelidir.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.