Afet Evleri ve Depremzedelerin Barındırılması Hakkında

Bulgaristan’dan göçen soydaşlarımız buraya yerleştirilmişti. En son 1999 Marmara Depreminde evsiz kalanlar kalmıştı. Sonra nedense 10 yıl kadar boş bırakıldı.

Sonunda 2008 Mayıs ayında yıkıldı bu konutlar.

O günlerde Söke Gerçek Gazetesi’nde Yılmaz Ölmez imzalı bir habere göre oraya bir tatil köyü yapılacağı söyleniyordu.

Millî Emlak’a devredilen bu yeri yeniden değerlendirmek için yapılan çeşitli girişimler sonuçsuz kalmıştı.

İbrahim Tatlıses bile tatil köyü yapmak için başvurmuştu, ama sonuçsuz kalmıştı.

Daha sonra Millî Emlak 60.000 metrekare büyüklüğünde ve deniz kıyısında olan bu yer için VOLGA adlı şirketten yıkım ve hafriyat bedeli olarak 390 bin lira almış. Afet konutları yıkılmıştı.

Daha sonraki günlerde RÖNESANS- VOLGA adlı şirkete 49 yıllığına kiralandı bilgisi var haberde. Hürriyet’in o günlerde çıkan haberinde merkezi Ankara olan Volga adlı şirket tarafından araziye 480 yataklı bir tesis yapılacağı yazılmıştı. Bu haber çevre halkı tarafından sevinçle karşılanmıştı. Adı geçen Rönesans Holding yurt dışına kaçarken İstanbul’da yakalanan kişiye ait midir? Bilmem. Volga adlı şirketin de Rönesans Holding katılımı olduğu bilgisine ulaştım. Rönesans Holding birçok turizm amaçlı projeyi gerçekleştirdi.

Geçen yıl oradan geçtiğimde arazi tel örgüyle çevrilmiş ve boş durumdaydı.

Yakınlarda oturan bir arkadaşımdan aldığım bilgiye göre burada inşaata başlanmış ama inşaat mühürlenmiş.

 Özellikle durumu yakından görmek için oraya gittim.

Şu anda bir çalışma görülmüyor. Sahibi Kuşadası’nda bulunan Eren Turizm olarak görülüyor. Bu firma buraya 3-4 katlı binalar dikmek istiyormuş. Kuşadası’nda bulunan Efesia Hotel’in sahipleriymiş. Rönesans - Volga’dan Esen Turizm’e nasıl geçtiği ayrı bir araştırma konusu.

Devlet bu yeri birçok yer gibi elden çıkarmış anlaşılan.

Kuşadası kıyısında Ziraat Bankası yeri olarak bilinen Karaova mevkiinde bulunan denize sıfır arazinin üzerindeki tabelâdan Esen Turizm’e satıldığı ya da kiralandığı anlaşılıyor. Aynı firmaya satılan ya da kiralanan başka arsalar da var mıdır?  Bunları araştırmak, ortaya çıkarmak gerek.

Ülke genelinde Kuşadası Afet Evleri gibi devletin yaptığı birçok konut yıllarca zor zamanlarda afete uğrayanların sığınağı oluyordu. Önemli bir yatak kapasitesine sahip olan öğretmen okulları binaları mevcut iktidar tarafından yıkılmıştır. 2015 Dinci FETÖ kalkışması sonunda kapatılan askeri okul binaları vardır. Bunlar yıkılmamış olsaydı şimdi elimize yapışırdı. Neyse olan olmuş bir kere.

Şu anda devletin elinde birçok izci ve gençlik kampları var. Kış mevsimi nedeniyle boş durumda bunlar kullanılıyor mu? Ayrıca sahillerde binlerce yazlık kapalı durumda… Bunları kiralama yoluna gidilebilirdi. Ya da gönüllü olarak yazlığını depremzedelere açacak kişiler için kampanya açılabilirdi.

Taşımalı eğitim uygulaması nedeniyle yurt genelinde binlerce köy okulu ve öğretmen lojmanları boş olarak duruyor. Bunlardan yararlanamaz mıydı? Terkedilen bu binaların bir envanteri yapılmış mıdır?

Elimizde değerlendirilebilecek bunca olanak vardır. Ama KYK yurtları depremzedelerin kullanımına verildiği için üniversitelerde yüz yüze eğitime ara verilmesi son çözüm değildir.

Pandemi döneminde de aynı yola başvurulmuştu. Evden eğitimin çok yararlı olmadığı daha önce denenmişti. Tamam deprem zaten her bakımdan zarar veren bir durumdur. Bilgisiz ve eksik yetişen bu kuşağın sorumluluğu yok mu? Bu durumda zarar katmerli zarar olmuyor mu?

Millî Eğitim Bakanlığının bir kararı var. LGS ve YKS sınavlarında deprem bölgesindeki öğrenciler ikinci dönem derslerinden sorumlu tutulmayacaklarmış.

Ülkenin geleceğine olumsuz etkileri olacak bu uygulamaların zararları neden düşünülmez.

“Cahilin ferasetine inanırım.” “Bu ülke ne çektiyse okumuşlardan çekmiştir” diyen zihniyet devlete egemen mi olmuştur?

Bu ülkede yıllardır depremler olurdu. Okulları kapatmak kimsenin aklına gelmezdi.

Her fırsatta okul kapatmak yanlıştır. Bu işin vebali vardır.

Bu acılı günlerimizde gördüğümüz olumsuzlukları köpürtmek değildir amacımız.

Ama devletin bir hafızası vardır. Zor durumlarda devlet hafızası güçlükleri aşmak için yöneticilere yol gösterir.

Ama görüyorum ki; devlet hafızası da kendisi de enkaz altından çıkamamıştır.