deneme bonusu veren siteler deneme bonusu acotr.org https://playdotjs.com/ deneme bonusu deneme bonusu veren siteler

ANADOLU UYGARLIKLARI-18

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI

Kültür Yayın: 08 Ocak 2024 - Pazartesi - Güncelleme: 08.01.2024 13:45:00
Editör - Kent Sokakları
Okuma Süresi: 7 dk.
465 okunma
Google News

Kurtuluş Savaşı Öncesi Ülkenin Durumu

Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra bütün ordularımız dağıtılmış, bütün silahlarımız, bütün savaş gemilerimiz ve uçaklarımız düşmana teslim edilmişti.

Ülkemizin İstanbul dahil büyük bölümü işgal edilmişti.

Ulusumuz düşman işgaline direnç gösteriyor, düşmana karşı ülkenin değişik yerlerinde direnişe geçmişti bile.

Düşman kurduğu birçok zararlı derneklerle emellerini gerçekleştirmek için çalışmalar yürütüyordu.

Ulus da buna karşı örgütler kurarak direniyordu. Ama bu direniş kopuk kopuktu. Bir baş gerekliydi.

İşte o baş Mustafa Kemal olacaktı.

İstanbul’dan Bandırma vapuru ile Anadolu’ya geçti.19 Mayıs 1919’da Samsun’a vardı.

22 Haziran 1919’da Amasya Bildirisi’ni yayınladı. “İstanbul Hükümeti’nden umudu kesin. Ülkenin kaderini ulus tayin edecektir. Ya Kurtuluş ya Ölüm” diyordu. Önce Erzurum’da bir kongreye katıldı. 23 Temmuz- 7 Ağustos tarihleri arasında toplanan kongrede vatanın bölünmez bütünlüğünün sağlanması kararı verilmiştir.

4-11 Eylül 1919’da Sivas’ta toplandı.

Mustafa Kemâl istifa etti. Artık ulusun sıradan bir bireyi oldu. Tüm ülkede kurulmuş direniş örgütleri Anadolu ve Rumeli Müdafaa- I Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirildi. Kuvva-i Milliye Örgütü kuruldu.

Kazım Karabekir Paşa, birliklerini dağıtmamıştı. Bu birlikler Türk ordusunun çekirdeğini oluşturacaktı.

Mustafa Kemâl, 27 Aralık 1919 günü Ankara’ya geldi. Çalışmalarını buradan yürütmeye başladı.

İç Ayaklanmalar

İstanbul Hükümeti tam anlamıyla İngilizlerin güdümüne girmişti. Ülkenin değişik yerlerinde ayaklanmalar örgütlüyordu. Bu ayaklanmalar Kuvayi Milliye’yi zora sokuyordu. Ali Fuat Paşa, Çerkes Ethem, Demirci Mehmet Efe ve diğer birçok yurtseverin çabaları ile bu ayaklanmalar bastırıldı. Bu ayaklanmaların nasıl bastırıldığını burada yazdığımız yazılarla açıklamıştık.

Bu arada İstanbul’da Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı toplanmıştı.

Felah-I Vatan grubunu oluşturan milletvekilleri bir bildiri yayınladılar. Ülkenin bölünmez bütünlüğüne değindiler. Vatanın kurtarılması gereken sınırları için yemin ettiler. 28 Ocak 1920 Misak-I Milli bildirisini yayınladılar.

Mebusların çalışmalarından rahatsız olan İngilizler 11 Nisan 1920 günü meclisi dağıttılar bir kısım mebusu Malta adasına sürdüler.

23 Nisan 1920 günü İstanbul’dan kaçan milletvekilleri ve yeni seçilen milletvekillerinin katılımı ile TBMM kuruldu.

Birkaç gün sonra ilk TBMM HÜKÜMETİ kuruldu. Böylece Anadolu’da yeni bir yönetim kurulmuştu.

10 Ağustos 1920 de Anadolu’yu parçalamak, işgal edilen bölgeleri işgalcilere veren, en kötüsü ülkemizin doğusunda Ermenistan ve Kürdistan adlı devletlerin kurulmasını öngören Sevr Antlaşması padişahlık yönetimi tarafından kabul edildi. Ama TBMM yönetimi bu antlaşmayı kabul etmedi.

İngilizler Sevr Antlaşmasını kabul ettirmek için Yunanlıları getirdiler.

İzmir’e çıkan Yunan Ordusu büyük bir direnişle karşılaştı. Aydın’da Efeler, Manisa’da Demirci Akıncıları, Çerkes Ethem Yunan ordusuyla kıyasıya bir savaşa giriştiler.

30 Ekim 1920 de Ermenistan ile TBMM güçleri arasında geçen Kars Savaşı’nı kazandık. Gümrü (Leninakan) Antlaşması ile Ermenistan ile bu günkü sınırlarımız kabul edildi.  Daha sonra Gürcistan ile Kars Anlaşması yapıldı.

Yeni kurulan Türk Ordusu ayaklanan Çerkes Etem kuvvetleri ile uğraşıyordu. Bundan yaralanan Yunanlılar İnönü’de konuşlanan Türk Ordusu saldırıya geçen Yunan güçlerini yenerek geri püskürttü. (1. İnönü Savaşı 6. Ocak 1921)

Bu savaşın kazanılması üzerine Mustafa Kemal İsmet Paşa’ya bir telgraf çekti. “Kardeşim İsmet, İnönü’de bu savaşı kazanmakla ulusumuzun kötü kaderini de yenmiş oldunuz” diyordu.

Yunanlılar 23 Mart 1921 günü Türk ordusunu yok etmek, Sevr Anlaşmasını dayatmak amacıyla saldırdı. İnönü’de 9 gün süren savaşlar sonunda Yunan ordusu ağır kayıplar vererek geri çekildi. (1. Nisan 1921. 2. İnönü Savaşı.

16 Mart 1921 de Yeni kurulan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile Moskova Antlaşması imzalandı. Sovyetler, TBMM Hükümeti yönetimi ilk kez tanıyan devlet oldu.

İşgal ettikleri bölgede çok şiddetli bir direnişle karşılaşan Fransızlar gelişmeler üzerine Ankara yönetimi ile 20Ekim 1921 de Ankara Antlaşması’nı yaparak ülkemizden çekilmeyi kabul ettiler.

Türk ordusu 10 Temmuz 1921 de Yunan ordusuna saldırdı. 24 Temmuz 1921’e kadar Kütahya ve Eskişehir dolaylarında yapılan savaşlarda 55.000 kişilik Türk Ordusu’nun 35.000’i kaçtı. Sonuç olarak Yunanlılara yenildik.

Mustafa Kemal, “Hatt-I Mücadele yoktur, Sath-I Mücadele vardır” sözünü burada söyledi. Türk Ordusu çarpışa çarpışa Sakarya kıyısına kadar çekildi.

 23 Ağustos 1921’den 13 Eylül 1921’e kadar 21 gün süren savaşı Türk Ordusu kazandı. Yunan Ordusu Afyonkarahisar’ın batısına çekilerek orada bir savunma hattı oluşturdu.

Uzun süre saldırıya geçmediler.

Bu olaydan sonra İtalyanlar yurdumuzdan ayrıldılar.

Aradan geçen 11 ay boyunca Türk Ordusu çeşitli hazırlıklar yaptı. TBMM Tekalif-i Milliye adı ile bir yasa çıkardı.

İhtiyacı olan giysi, silah, elbise, yiyecek gibi her şeyi halkımızdan ödünç aldı.

Tüm hazırlıklar bitince 26 Ağustos 1922 günü ordumuz büyük bir saldırıya geçti. 30 Ağustos günü bozulan Yunan ordusu İzmir’e doğru kaçmaya başladı. Kaçarken köyleri kentleri ateşe veriyorlar. Etmedik kötülük bırakmıyorlardı. 9 Eylül 1922 de Ordumuz İzmir’e girdiğinde savaş bitmiş, yurdumuz kurtulmuştu.

Yunanlılar ve İşgalci devletler ateşkes istediler. 11 Ekim 1922 Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı.

Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti hukuken sona erdi. İzleyen günlerde ülkemizin İstanbul dışında kalan yerleri düşmanlar tarafından boşaltıldı.

1 Kasım 1922 günü TBMM saltanatı kaldırdı. Son padişah Vahdettin 17 Kasım 1922 günü bir İngiliz zırhlı gemisiyle ülkeyi terk etti.

Bir gün sonra Abdülmecit Efendi Halife ilan edildi.

24 Temmuz 1923 günü İsviçre’nin Lozan kentinde Lozan Antlaşması imzalandı. Bunun anlamı yeni Türk devletinin dünya ülkeleri tarafından kabul edilmesi demektir.

6 Ekim 1923 günü İstanbul’daki işgal kuvvetleri kenti terk ettiler. Artık ülkemizde yabancı asker kalmamıştı.

29 Ekim 1929’da Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. İste kurtuluş savaşımızın en kısa öyküsü…

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.