Kuzey Kıbrıs (KKTC)
Doğal güzelliklerin, tarihsel zenginlikle birleştiği Kıbrıs, tarihin her döneminde politik, ticari, dini ve stratejik önemini koruyan bir ada olma özelliğini taşımaktadır. Kıbrıs, İtalya’nın Sicilya ve Sardinya adalarından sonra Akdeniz’in üçüncü büyük a
Geçmişte birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu uygarlıklar arasında, Fenikeliler, Asurlar, Mısırlılar, Persler, Helenler, Romalılar, Bizanslılar, Lüzinyanlar, Venedikler, Osmanlılar, İngiliz idaresinin izleri görülmektedir.
Beş ilçeden (Lefkoşa, Mağusa, Girne, Güzelyurt ve İskele) oluşan Kuzey Kıbrıs, 4 mevsim 12 ay ziyaret edilebilmektedir.
Kuzey Kıbrıs’ta Bunları Yapmadan Dönmeyin
Lefkoşa
Lefkoşa surları içinin, Lüzinyan Dönemi’ne kadar uzanan eski bir tarihe sahiptir. Arabahmet Mahallesi ve Kıbrıs’ın ilk sosyal konutları olarak kabul edilen Samanbahçe Mahallesi’ndeki, dar sokaklar içinde birbirinden renkli, tek veya iki katlı cumbalı-cumbasız Tarihi Lefkoşa Evleri’ni görmeden,
Venedikler Dönemi’nde, Lefkoşa’yı savunmak için yapılan savunma duvarlarını üzerindeki üç kapıdan birisidir. Mimar ve Kıbrıs Valisi olan Francesco Barbaro’nun adından esinlenerek Vali Kapısı olarak adlandırılan yapı, 1821 yılında Osmanlılar tarafından onarılarak kubbeli oda eklenmiştir. Günümüzde Turizm Bürosu olarak kullanılan Girne Kapısı’nı ziyaret etmeden,
Sadece Lefkoşa’nın değil, Kıbrıs’ın en büyük hanı olan, Bursa’daki Koza han örnek alınarak 1577 yılında iki katlı olarak inşa edilen, 68 odası bulunan, günümüzde turistik ürünlerin satışı yapılan dükkân ve kafelere ev sahipliği yapan Büyük Han’ı dolaşmadan,
Dünyanın tek bölünmüş başkenti olma özelliğini taşıyan Lefkoşa’nın kuzeyinde Kıbrıslı Türkler, güneyinde Kıbrıslı Rumlar yaşıyor. Adayı ikiye bölen 180 km olan Yeşil Hat üzerindeki beş geçiş kapısından biri olan ve Kuzey ve Güney Lefkoşa’nın çarşılarını da ayırmakta olan Lokmacı Sınır Kapısı’nı izlemeden,
Ayrıca Lefkoşa’da Selimiye Camisi (St. Sophia Katedrali), Mevlevi Tekke Müzesi, Derviş Paşa Konağı, Bedesten, Arasta Caddesi, Venedik Sütunu, Taş Eserler Müzesi, Bandabuliya (Belediye Pazarı), Kumarcılar Hanı, Saçaklı Ev, Lüzinyan Evi, Haydarpaşa Camisi (St. Catherine Katedrali’ni ziyaret etmeden,
Magusa
1298-1312 yılları arasında inşa edilen ve 1571 yılında Osmanlılar tarafından bir minare eklemek camiye çevrilen bölgenin en güzel yapılarından olan Lala Mustafa Paşa Camisi (St. Nicholoas Katedrali’nin önünde fotoğraf çektirmeden,
Edebiyatımızın ünlü şairlerinden, “Vatan Yahut Silistre” oyunundan sonra 1873 yılında Kıbrıs’a sürgün edilen ve Magusa’da Venedik Sarayı’nın avlusunda bulunan iki katlı binada bulunan Namık Kemal Zindanı ve Müzesi’ni gezmeden,
İsa’nın On İki havarilerinde yer almayan elçilerinden olan, Kudüs’te Hristiyanlığı kabul edip, St Paul ile birlikte adada Hristiyanlığı yayan St. Barnabas adına inşa edilen St. Barnabas Manastırı ve İkon Müzesi’ni görmeden,
1974 öncesi Akdeniz’in Las Vegas’ı olarak bilinen Maraş, 1974 yılında Kıbrıs’ta yaşanan savaşta Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ele geçirilmiş ve sonrasında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından yerleşime kapatılmıştır. 46 yıl kapalı olan bölge 2020 yılının son aylarında ziyarete açılmıştır. Kıbrıs’ın en bölgesi olan Kapalı Maraş‘ı dolaşmadan,
Yine Magusa’da Salamis Harabeleri, Venedik Kalıntılarını, Othello Kalesi ve Magusa Limanı’na gitmeden,
Girne
Rengârenk balıkçı teknelere ev sahipliği yapan, çevresindeki kafe ve restoranları ile ziyaretçilerin ilgisini üzerine çeken ve şehir merkezindeki Tarihi Girne Limanı‘na kaleden bakmadan,
Kıbrıs’ın ve Girne’nin simgesi, içerisindeki M.Ö. 3. yüzyılda yapıldığı düşünülen geminin dünyada şimdiye kadar bulunan en eski ticaret gemisi batıklarından biri olan Batık Gemi Müzesi’ni içinde barındıran Girne Kalesi’ne gitmeden,
Girne’ye 7 km mesafede, Beşparmak Dağları’nın eteklerinde ve 12. Yüzyılda inşa edilen ve günümüze kadar ulaşmış en sağlam manastır olma özelliğini taşıyan Bellapais Manastırı‘nın koridorlarından dolaşmadan,
Beşparmak Dağları üzerinde, denizden 700 metre yüksekliğinde yer alan kaleye 10. yüzyılda manastır ve kilisenin eklendiği ve adını Kudüs’ten buraya göç eden ve ömrünü burada tamamlayan bir din adamından alan St. Hilarion Kalesi’ne çıkmadan,
Girne’ye 10 km uzaklıkta bulunan, 1957 yılında inşa edilen, 1960-1974 yılları arasında Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’un avukatı Paulo Paolides’e ait dış cephesi mavi-beyaz olan, iki katlı ve 16 odalı köşk, askeri bölgede müze olarak ziyaret edilebilmektedir. Kıbrıs’ın en ilginç yerlerinden biri Mavi Köşk‘ü askeri rehber eşliğinde grup içinde şaşkınlıkla dolaşmadan,
Girne’de Yavuz Çıkarma Plajı ve Karaoğlan Şehitliği, Karaman (Karmi), Beylerbeyi (Bellapais) ve Koruçam (Kormacit) köylerini görmeden ve birbirinden güzel plajlarında denizde girmeden,
Bölgeye özgü Şeftali Kebabı, Pirohu, Hellim Böreği ve Fırın Kebabı’nı yemeden dönmeyin.