OSMANLI’NIN TÜRKLERE BAKIŞI

Kurucusu Osman Bey ve oğlu Orhan Bey döneminde Türklüğünü korumuştur.

Üçüncü padişah 1. Murat diğer adı ile Hüdavendigar döneminde kendi geldiği yeri unutmuş ve Türkleri küçümsemeye başlamıştır. 1. Murat devşirme sistemini kurdu. Yeniçeri Ocağına Hristiyan çocuklarını alarak ordunun önemli bir kısmını Türk olmayanlardan oluşturmuştur. Daha sonra Enderun denilen okul kuruldu ve devşirme çocuklardan akıllı olanlar burada eğitilmeye başlandı. Osmanlı’da yöneticilerin çoğu bu okuldan yetişenlerden olacaktı. Dolayısıyla Türklere yönetici olma yolu kapatılacaktı. Birinci Murat’ın Kosova Savaşı’na kendilerine yardım için gelen Anadolu beylikleri askerlerini görünce:

Bunlar ne böyle? Kaltak ayırlu, kayış Üzengili. Askerimizin maskarası yiğidi, o da tamam oldu.” Diyerek Türklere bakış açısını ortaya koymuştur.

Osmanlı bu bakış açısını sonraki padişahlar zamanında da sürdürmüştür. Devşirme devlet adamları Anadolu’ya Beylerbeyi olarak vali olarak gönderilmiş. Bunlar Türk asıllı halka sürekli kötü davranmışlar. Bu yaklaşım halk ayaklanmalarına yol açmıştır.  Celali Ayaklanması adı verilen bu kalkışmalar hep kan ve kıyımla bastırılmış, halkın dertlerine kulak verilmemiştir.

Bu baskılar Yavuz Sultan Selim döneminde daha da artmıştır. Anadolu’da binlerce Türkmen öldürülmüştür.  Osmanlı Anadolu’ya hemen hemen hiç hizmet götürmemiş, ölüm ve gözyaşı götürmüştür.

Sivas valisi Hızır Paşa’nın Pir Sultan Abdal’a ve Türkmenlere ettiklerini herkes biliyor. Bosnalı Katolik bir ailenin çocuğu olan Kuyucu Murat Paşa öldürttüğü Türklerin kafalarını kuyulara doldurttuğu için bu lakapla anılır. Öldürdüğü Türkün haddi hesabı yoktur.

Doğu Anadolu’da birçok Türk köyü Osmanlı’nın Kürtlere dokunmadığını görünce korunmak için Kürtçe konuşmaya başladı. Yıllar içinde bu şekilde Kürtleşen Türkler vardır. Örnek:

Şanlı Urfa’da yaşayan Karakeçililer gibi.

Anadolu’da bunu yapan Osmanlı bilinçli olmasa da Anadolu’dan sürdüğü Türkler nedeniyle Balkanlar’da Türk varlığına yol açmıştır.

Yavuz Sultan Selim 1517 yılında Ridaniye Savaşı’nda Memlükleri yenince Kahire’de bulunan son Abbasî halifesi 3. Mütevekkilden kutsal emanetleri aldı ve İstanbul’a getirdi.

Araplar Yavuz’un halifeliğini sindiremediler. Yavuz Sultan Selim Araplara halifeliğini kabul ettirebilmek için 2000’den fazla Arap din bilginini İstanbul’a getirdi. Bunlar, kadı olarak illerde görevlendirildiler. Birçoğu da medreselerde müderris olarak görevlendirildiler. Bu bilginler ilk Araplaşma hareketini başlattılar.

Osmanlı’nın yıkılışına kadar “Etrak- ı bi izan= izansız Türkler, Etrak-ı bi iman = İmansız Türkler, Etrak-ı miskin = miskin Türkler” diyerek Türkleri aşağıladılar durdular.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa İkinci Viyana Kuşatması sırasında bir savaş divanı toplamıştır. Bu divanda söz alıp görüş bildirmek isteyen Kırım Hanı’nı her defasında “Sen sus pis Tatar!” diyerek susturmuş ve aşağılamıştır.

Sonra Kırım Türklerine ordunun gerisini kollama görevini vermiştir. Avrupalılar Viyana’ya yardım için bir ordu topladılar, başına Lehistan Kralı Jan Sobieski’yi geçirmişlerdi. İşte bu ordu gelince Merzifonlu Kara Mustafa’ya kırgın olan Kırım Hanı “Bırakunuz geçsünler, Osmanlı kendinin kaç paralık adem olduğunu görsün, Tatar kıymetini bilsün.” diyerek engel olmamıştır. İki yandan düşman saldırısına uğrayan Osmanlı ordusu bozguna uğramıştır. Osmanlı’nın Türk’ü aşağılık gören kibiri gerileme döneminin başlamasına yol açmıştır.

Bir başka deyişle Osmanlı Türkü küçük görerek kendi kuyusunu kazmıştır.

Osmanlı hiçbir zaman kendini Türk saymamıştır. Aslında padişahlardan Orhan Bey dışında hiçbirinin anası Türk değildir. Osmanlı torunuyum diyenlere de bir sözüm olacak. Osmanlı bu ülkede kendini Türk sayan hiç kimsenin bir şeyi değildir. Yalnızca ülkemizi yöneten bir ailedir. Bu böyle bilinmelidir.

Cumhuriyet kurulduktan sonra ülkemiz dışında kalan ülkelerde yaşayan Türkler Türkiye’ye göç ettiler. Ülkemiz tam anlamıyla Türk yurdu oldu.

Mustafa Kemâl Atatürk, yüzyıllar boyu aşağılanmış olan Türklere yeniden güven kazandırmıştır. Kendilerini Osmanlı torunu sayanlar belki Atatürk’e bu yüzden söver dururlar.

Ayrıca son on yıldır ülkemize yoğun bir Arap göçü vardır.  Osmanlı dönemindeki Türksüzleştirme öldürerek yapılıyordu. Şimdi ise göçlerle yapılmak isteniyor.

Unutulmasın, Osmanlı Türklüğü bu ülkeden silememiştir, bundan sonra kimse silemeyecektir.

Ne mutlu Türk’üm diyene!