PUPA YELKEN

“31 Mart 2024 yerel seçimleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin mevcut rejimi koruma savaşımlarından biri olacaktır.

İşte bu süreçte; Muhtaç olduğumuz kudret, Cumhuriyetin kalelerini çoğaltarak sağlamlaştırmadadır.

Her ilin, her ilçenin başkan adayları oylarına sahip çıkmak zorundadır.

Bunu umuyor, bunu diliyor, bunu bekliyoruz.”

***

Durumu üç tümcede özetlemişim.

Ama hedef şu: “Cumhuriyetin kalelerini çoğaltarak sağlamlaştırmak.”

***

Akla hemen şu soru gelebilir: “Biz Cumhuriyeti kayıp mı ettik?”

Bu soruya verilen ironik yanıtları duyabiliyorum.

Ama durumun son derece reel olduğunu hepimiz biliyoruz.

***

Evet, zihni açık, dimağı berrak, aklıselim olanların tercihleriyle bir bahar esintisi esmeye başladı. Bu sayede insanların yüzlerinde biraz olsun tebessüm görebiliyoruz. Yıllar yılı ülkenin üzerine çökmüş kara bulutlar bu bahar esintisiyle dağılmaya yüz tuttular.

Bunun bir seçim başarısı olduğunu söylemek elbette mümkün. Ama gerçek başarı bu mudur, yoksa bundan sonra üzerine inşa edilecek olanlarla mı gerçekleşecektir. Yanıtını yine hepimiz biliyoruz, ama bu başarıyı sağlayacak olanların çok sağlam bir sistematikle çalışmaları gerektiğinin de bilincindeyiz.

***

Geçmişle avunmak yerine ya da sürekli geçmişteki başarıları konuşmak yerine geleceği planlamak ülkeye çok daha büyük bir katkı sunacaktır.

Cumhuriyetin ilk on beş yılında yapılan yüksek kalkınma hamleleri ülkenin temel yapıtaşlarını oluşturdu. Bunlar içerisinde ekonomik alandaki çok büyük ölçekli yatırımların sosyal dokuyu da olumlu yönde etkilediğini biliyoruz.

Yüzyılın en büyük insani kalkınma hamlelerinden biri olan Köy Enstitüleri anlayışının sosyal ve kültürel açıdan (o kısacık süreçte) günümüze yansımalarının da farkındayız.

Karşıdevrimin en önemli ilk girişimi de topyekûn toplumsal ilerleme ve kalkınmayı sağlayacak köy enstitülerini kapatmak üzerine olmuştur.

Topraklandırma kanunu ile topraksız olan köylünün topraklandırılması ve köy enstitülerinin eşgüdümlü aksiyonunun yarattığı etki Türkiye’nin parlak istikbâlinin önüne geçmiştir.

Emperyalistlerin Türkiye’nin bu hızlı yükselişinin önüne geçmeleri, sözde demokrasi söylemleriyle yarattıkları kamuoyu sayesinde kurulan Demokrat Parti ve 2.Dünya Savaşı’nın yurdumuzda da hissedilen “yokluk” etkileri sayesinde mümkün olabilmiştir.

***

Şimdi ülkenin kalkınması ve insanların refahı için yerel dinamikleri harekete geçirme ve bunlardan en üst düzeyde yarar üretme zamanı olmalıdır.

Karşıdevrimin etkilerini üzerimizden atmak hemen ve birden mümkün olmayacaktır. Bunu sabırla ve gerekirse bir bayrak yarışı olarak düşünecek, planlarımızı buna göre yapacağız.

***

10-11 yaşlarımdaydım. Sık sık babamın o üç raflı kitaplığını yoklar, kitapları tek tek karıştırır, okuyabileceğim, öğrenebileceğim bir şeyler var mı diye bakınırdım.

Bugünü anlamlandıran, bunu bana öyle hissettiren kitabı da orada görmüştüm: Pupa Yelken

Pupa Yelken, Sadun Boro'nun Kısmet adlı teknesiyle yaptığı dünya seyahatini anlattığı kitabıdır.

***

Pupa Yelken; denizcilikte yelkenler, arkadan esen yelle şişmiş olarak, tam yolla anlamına gelmektedir.

Yıllardır durağan, dirhem esintisi olmayan bir denizin ortasında, kavurucu sıcağın alnında hareketsiz duruyorduk.

Bu seçimlerde arkadan esen yelle bu rüzgârı aldık, yelkenleri sonuna kadar şişirdik ve tam yolla ilerlemeye başladık.

Hedef tekneyi güvenli limana kadar Pupa Yelken yürütmektir.