Barbaros Oyuk (Korkuluk) Festivali
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Yarımada Projesi kapsamında yedi ilçede düzenlenen şenlik, festival ve özel gün etkinlikleri düzenleyip tanıtımının yapılması ve ekonomik gelir sağlamaya çalışmaktadır.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Yarımada Projesi kapsamında yedi ilçede düzenlenen şenlik, festival ve özel gün etkinlikleri düzenleyip tanıtımının yapılması ve ekonomik gelir sağlamaya çalışmaktadır. Urla Enginar Festivali, Alaçatı Ot Festivali, Karaburun Nergis Festivali, Germiyan Ekmek Festivali, Belevi Şeftali Festivali, Leylek Festivali, Çiçek Festivali ve Barbaros Oyuk Festivali gibi
Urla Barbaros Köyü Oyuk Festivali, 18-19-20 Ağustos tarihleri arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Urla Belediyesi ve BUKÖYDER’in ortak iş birliğiyle gerçekleştirildi.
Barbaros Köyü, 700 yıllık bir geçmişe sahiptir. Tarımsal üretim köyün önemli bir geçim kaynağıdır. Bölgede tarlaları korumak için konulan korkuluklara “oyuk” adı verilmektedir. Bu geleneksel korkuluklar hem köyün hem de 2016 yılında yapılmaya başlanılan festivalin simgesi olmuştur. Tarımsal, kültürel ve geleneksel değerleri korumaya dikkat çekmek için 3-4-5 Haziran 2016 tarihleri arasında Türkiye’nin ilk Tematik Festivali olmuştur. Pandemi sürecinde festivale ara verilmiştir.
Köyün sokakları oyuklarla süslenmiştir. Çok çeşitli eşyalar kullanılarak yapılmış oyukların üzerine giysiler giydirilmektedir. Oyukların üzerine çeşitli sosyal mesajlar yazılmaktadır.
Festivalin mottosu olarak “…festivalimizin amacı köyümüzün sessizliğine, sakinliğine zarar vermeden, doğal dokusunu bozmadan unutulmuş geleneklerimizi canlandırmak, üretim gücümüzü ortaya çıkarmak ve kırsal yaşamın bize sunduğu nimetlerden ödün vermeden sürdürülebilir kalkınmamızı sağlamaktır. Hedefimiz, kültürel değerlerin canlı tutulmasıdır.” olarak benimsemiştir.
Festival, İzmir’in oldukça ilgi çeken renkli festivallerinden birisidir. Üç gün boyunca sergiler, konserler, yarışmalar, yerel lezzetler ve yöreye özgü ürünler ziyaretçilerin beğenisine sunulmuştur.
Oyuk Festivali’ne ev sahipliği yapan köyün, benzerlerinden farklı, en özgün yanlarından birisi de “Çatkapı” evleridir. Kapısında çatkapı yazan evlerin içine misafir olup, ufak bir ücret karşılığı sofralarına misafir olabilirsiniz. Kapısında “Umduğunu değil bulduğunu ye, içi, öde” yazan bu evler “Misafir umduğunu değil bulduğunu yer” atasözünün gerçeğe dönüştüğü yerlerde sayılmalıdır.
Bir Oyuk Hikâyesi
Çok eskiden üzüm bağları kaplardı her yanı.
Sonra tütün ekilmeye başladı.
Hiçbiri para etmeyince artık, köylü bıraktı ekimi hasadı.
İnatla direndi bazıları. Hüseyin amca domates, salatalık biber ekti. Hatice teyzenin kavunlarının tadını herkes bilirdi.
Sonra ne mi oldu? Önce Hüseyin amca gitti. Sonra Hatice Teyze. Onları diğerleri takip etti.
Biz kaldık boş tarlalarda ekinsiz, besinsiz, renksiz.
Kahkahalarla güldü kargalar halimize.
Domuzlar gelmez oldu.
Toprak büzüldü utancından nefes alamaz oldu.
Biz
Tarla korkuluklarıyız.
Bize burada “oyuk” derler.
Madem köylü unuttu toprağı ve bizi
Karar aldık hatırlatmaya kendimizi
Düşündük köye gidersek belki
Komiklikler yapar güldürürsek köylüleri
Tekrar dönerler tarlalarına
Biz de yeniden başlarız kuşları kovalamaya…
Oyukların insanların köyden ve toprak uzaklaşmasına karşın, köylüyü yeniden tarımsal üretime çağırmaları için düzenlenen festivalin bu yıl 6.’sı yapılmıştır.
Bu tür sıra dışı festivallerin darısı diğer illerin başına olsun!