SAMOS / SİSAM
Türkiye’ye yakın olan bu adalardan birisi olan Samos’a Kuşadası’ndan kalkan feribotlar ile 1,5 saatte varılıyor. Adaya biz Sisam derken Yunanlılar Samos demektedir. Kuşadası’nda da Samos adı yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kuşadası’nda çeşitli firmalar Kuşadası-Samos-Kuşadası karşılıklı feribot seferleri düzenlemektedir. Bu seferler günübirlik olduğu gibi (sabah gidip akşam dönmeli), konaklamalı da olmaktadır. Bu firmalar tur programları da yapmaktadırlar.
Samos adası büyük, güzel ve turistik adalardan biridir. Antik çağlardan gelen bir tarihe sahiptir. Adada yerleşim yerleri birbirine çok yakındır. Yeme içme bize göre daha uygundur. Konaklamak için çok sayıda pansiyon ve birkaç otel var. Bazı yerlere pansiyonlar plajla iç içedir. Denizi temiz ve berrak. Ada inşaat sektörüne terk edilmemiştir. Adada öğleden sonra uzun bir siesta vakti yaşanmakta olup hemen hemen hayat durmakta. Ada halkı sıcak, samimi ve oldukça yardımsever.
Yapmadan Dönme
Vathy, adanın yönetim merkezi ve liman kentlerindendir. Şehrin dar ve renkli sokaklarında dolaşmadan, 5,5 metre yüksekliğindeki heykele ev sahipliği yapan Samos Arkeoloji Müzesi’ni gezmeden,
Kokkari, adanın en popüler köylerinden biridir. Birbirinden renkli, küçük ve sevimli evleri, balıkçı takaları, eğlence mekanları ve güzel bir plajı ile hareketli bir yaşama sahip bölgenin keyfini yaşamadan,
Manolates, adanın en otantik köylerinde biridir. Kokkari’ye 12 kilometre batısında, denizden 360 metre yükseklikte yer alan, sevimli köy meydanı, takı atölyelerinde alışveriş yapmadan ve tavernalarında yorgunluk kahvesi içmeden,
Karlovasi, Osmanlı Dönemi’nde deri işleme ve üretimi (Tabakhaneleri) ile ünlüdür. T Bölgenin dar sokaklarını, renkli kafelerini, dükkanlarını, tabakhane kalıntılarını ve plajlarını dolaşmadan,
Pythagorion, eski bir balıkçı köyüdür. Köyün adı ünlü filozof ve matematikçi Pisagor’dan gelmektedir. Burası filozofun doğduğu ve bir dönem yaşadığı yer olarak bilinmektedir. Pisagor’un heykelinin bulunduğu meydanı, Mavi Sokağı’nı, Lycurgus Logothetis Kulesi’ni, Pythagoroion Arkeoloji Müzesi’ni, Heraion kalıntısını, UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan Eupalinos Tüneli’ni ve Pytagorion ve Ege Denizi manzarasına sahip, içerisinde kayalara oyulmuş manastırı da bulunan Panahia Spiliani Manastırı’nı ziyaret etmeden,
Kafelerin birinde su, şeker ve sütten yapılan bir Yunan buzlu kahvesi olan Frappe’yi denemeden,
Deniz kenarındaki tavernalarda deniz ürünleri yanında Yunan mutfağının ünlü salatası Yunan Salatasını yemeden ve Yunanistan milli içkisi Uzo’yu içmeden,
Adaya özgü alınabilecek en önemli hediyelik Pisagor Bardağı’nı almadan dönmeyin.