28 Mayıs
Bugün 28 Mayıs!
Hasan Öğdüm
hasanogdum@gmail.com - 0532 325 07 86Şiirlerle, şarkılarla yaşamak gerek bu günü…
Cumhuriyet tarihimizde bir ilke imza atıldı bugün. Demokrasi yolculuğunda ilk kez ikinci bir turla seçmenin karar vermesi bekleniyor.
Sanki karanlıktan aydınlığa yol alan bir mevsim dönümünün eşiğindeyiz.
Bu yolda, hiç sönmeyen umut ışığımızın varlığıyla göstermiş olduğumuz direnç, yaşamsal enerjimizin en büyük dinamiklerinden biri olarak duruyor içimizde.
İnanç ve kararlılıkla sürdürdüğümüz bu mücadele, ülkemizin aydınlık geleceğinde bir güneş gibi parlayacaktır.
“Atatürk Türkiyesi”nin yüksek yurttaşlık bilincine sahip vatandaşları olarak, bu özverili süreci hep birlikte tamamlıyoruz.
Şölen havasında geçmeli bugün…
Geçmişten bu güne taşınan demokrasi kırılmaları bu şekilde aşılmalı...
Yapılan siyasetin eskiye dayanan tüm ayakları ortadan kaldırılmalı, siyaset sahnesindeki köhnemişlikler birer birer atılmalı…
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ifade ettiği, yenidünyada yerini “daha sağlam” alacak bir Türkiye kurulmalı...
Toplumdaki adaletsizlik duygusu giderilmeli...
Kendini özgürce ifade edebilen mutlu bireylerin yaşadığı bir ülkeye kavuşmalı...
İnsanlar artık, hayatlarının tadını çıkarmalı, bu dünyada yaşıyor olduklarına karşılık daha sevinç dolu anlamlar yüklemeli hayatlarına...
Doğru kararlar sonucunda yapılan yatırım girişimleri ekonomiye can vermeli ve yurttaşlar refah düzeyi yüksek bir hayatı kucaklamalı...
Umut…
Umut, yediden yetmişe herkesin hayallerini süslediği değerlerin hayata geçirildiğine tanık olmalı sadece bu ülkede. Biz umut ediyor, değil yaşıyor olmalıyız tüm güzellikleri...
Sanatla yücelmeli insan, dini siyasete alet edenlerin sinsilikleriyle yerle yeksan olmamalı…
Kadınların, gençlerin, çocukların geleceğiyse hep aydınlık olmalı…
Sevinçle kucaklayalım günü, mutlulukla bezeyelim her anını. Ve Ataol Behramoğlu’nun bu şiiriyle kutlayalım hayatı…
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana